top of page

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK (TEVAZU)

  “İnsanları küçümseyip yüz çevirme! Yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Allah, kendini beğenmiş övünen kimseyi sevmez.” (Lokman suresi, 18.ayet.)

   Alçakgönüllü olmak, insanlarla doğal bir biçimde insani ilişkiler içinde olmak, sahip olduğu mevki veya imkânlar nedeniyle kendini diğer insanlardan üstün görmemek, kibirli olmamak demektir. Alçakgönüllü olmaya tevazu; alçakgönüllü insanlara mütevazı denir.

   Yüce Allah (c.c.) insanı üstün ve şerefli bir varlık olarak yaratmıştır. Ona akıl, irade, kendini geliştirebilme, keşif ve icatlar yapabilme gibi özellikler vermiştir. Bu özellikleri saye-

sinde insan tarih boyunca medeniyetler kurmuş, yollar, fabrikalar ve barajlar inşa etmiştir. Kullandığımız telefonlardan bilgisayarlara ve devasa fabrikalara kadar her şey insanlar tarafından yapılmıştır. Ancak üzerinde yaşadığımız Dünya, evren ve gezegenler düşünüldüğünde insan aynı zamanda âciz bir varlıktır. Bu nedenle her insan hem Allah’ın kendine verdiği imkân ve özellikleri bilmeli hem de aynı zamanda âciz, güçsüz bir varlık olduğunu fark etmelidir. Sahip olduğu imkânlardan dolayı gurur ve kibire kapılmamalı, alçak gönüllü olmalıdır. 

   İslam dini bizlerden, bir insan olarak Allah’ın bütün kullarına değer vermemizi ister. Hiç kimsenin insan olmak bakımından diğer insanlara karşı herhangi bir üstünlüğü olmadığını belirtir. Her türlü gurur ve kibirden kaçınmamızı, alçak gönüllü olmamızı öğütler. Yüce kitabımız Kur’an’da bu konuyla ilgili olarak “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen (ağırlık ve azametinle) yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.” (İsra,17/37) buyrulur.

ETKİNLİK

   “Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün ardından bir iyilik yap ki bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.”

                                                                                                        (Tirmizi, Birr, 55.)

Toplumda karşılaşılan ahlaki olmayan tutum ve davranışlar nasıl ortadan kaldırılabilir? Yukarıdaki hadisi de dikkate alarak çözüm önerileri geliştiriniz. Bunlar üzerinde arkadaşlarınızla konuşunuz.

Nasıl alçak gönüllü olunur?

   Alçak gönüllü olmak kişinin kendisini herkesle eşit görmesine bağlıdır. İnsanın sahip olduğu mal, mevki, makam üstünlük vesilesi olamaz. Başkası yaratılışından, ırkından, renginden, ailesinden dolayı ayıplanamaz. Çünkü Allah katında ve hukuk önünde herkes eşittir. Bu bilinç kendini başkalarından üstün görmeyi, büyüklük taslamamayı beraberinde getirir.

 Allah, kullarından duruşlarında, yürüyüşlerinde ve hareketlerinde mütevazı olmalarını; zorba, kibirli, saygısız, kaba olmamalarını, etrafa sıkıntı ve eza ver-

memelerini, saygı, güven ve huzur veren konumda olmalarını istemektedir. Allah, Kur’an’da alçak gönüllü insanları överek şöyle buyurmuştur: “Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki onlar yeryüzünde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa ‘Selam’ der geçerler.” (Furkan suresi, 63. ayet.) 

Peygamberimizin mütevazılığına örnek davranışları nelerdir?

   Peygamberimiz insanlara alçak gönüllü olmayı tavsiye etmiş ve bu konuda en güzel örnek olmuştur. peygamberimiz bu özelliği hem bizzat üzerinde taşımış, hem de sözleriyle tavsiye etmiştir. Bir gün kendisine bir adam getirilir, gelen şahıs korkudan titremeye başlar. Bunu gören Allah Resulu:  “Sakin ol, ben bir melik değil, Kureyş’ ten, kuru et yiyen bir kadının oğluyum” buyurmuştur. (Gazalî, İhyâu Ulûmi’d-din,II, 483, 484).hz. Aişe, Resulullah’ın evdeki yaşantısının mütevazılığını şöyle haber vermiştir. “Resulullah sıradan bir insan gibi işlerinden çoğunu kendisi yapardı. Elbisesini diker, ayakkabılarını ve

gömleğini tamir eder, keçilerin sütünü sağar ve evi süpürürdü. Fakir ve kölelerle yemeğini paylaşır ve beraber yerdi.”

BİLGİ KUTUSU

bottom of page