top of page
SAVURGANLIKTAN KAÇINMAK (İSRAF)
Sahip olunan maddi ve manevi imkânların gereksiz şekilde harcanmasına savurganlık denir. Buna göre bir kişinin para veya malını yerli yersiz harcaması, zamanını boşa geçirmesi savurganlıktır. ”İsraf” da savurganlıkla aynı anlama gelir. Savurganlığın tersi ise tutumluluktur.

Dinimizin israf konusundaki hükmü nedir?
Dinimizin ilkelerine önem veren, güzel ahlaklı bir insan, sahip olduğu nimetlerin değerini bilmelidir. Allah’ın kendisine verdiği imkânlardan faydalanırken tutumlu olmalı, savurganlıktan kaçınmalıdır. Savurganlık hem birey hem de toplum açısından zararlı bir davranıştır. Savurganlık eden kişiler, sahip oldukları para, mal, zaman gibi imkânları sorumsuzca ve ölçüsüz biçimde kullanırlar. Harcamalarını denetim altına almaz, ihtiyaçlarından ve gereğinden fazla harcama yaparlar. Böyle kişiler lükse ve refaha düşkündürler. Sahip oldukları imkânların değerini bilmez, yoksul ve muhtaç durumda olanları düşünmezler. Savurgan kişiler imkânlarını bilinçli ve ölçülü kullanmadıkları için sahip oldukları şeyleri zamanla kaybedebilirler. Başkalarına muhtaç duruma düşüp yoksul hâle gelebilirler. Bu nedenle savurganlık her şeyden önce kişinin kendisi için zararlı bir davranıştır.

Savurganlık birey için olduğu gibi toplum için de çok zararlıdır. Çünkü bireyin sahip olduğu imkân ve zenginlikler, aynı zamanda topluma aittir. Bunun yanı sıra elektrik, su, doğal gaz gibi imkânları savurganca kullanan kişiler,kendilerine
olduğu gibi topluma da zarar vermiş olurlar. Çünkü bu tür maddeler genellikle devletimiz tarafından yurt dışından satın alınmaktadır. İnsanlar bunları gereğinden fazla ve savurganca kullanırsa devletimiz ithalat için daha çok para ödemek zorunda kalır. Bu durum devletimizin eğitim, sağlık, ulaşım gibi alanlarda yeterli yatırım yapamamasına, vatandaşlarına kaliteli hizmet götürememesine yol açar. Ayrıca ülke ekonomisinin zayıflamasına neden olur. Ekonomisi güçlü olmayan ülkeler ise kalkınıp gelişemez.

Yüce dinimiz, tüm kötü davranışları olduğu gibi savurganlığı da yasaklamıştır. İslam dinine göre Allah (c.c.), insana pek çok imkân ve nimet vermiştir. İnsan yemeli, içmeli, Allah’ın verdiği nimetlerden faydalanmalıdır. Ancak bunu yaparken savurganlık etmemeye özen göstermelidir. Kutsal kitabımız da bizlere böyle davranmamız gerektiğini bildirir. Bu konuyla ilgili bir ayette şöyle buyrulur: “Ey âdemoğulları!... Yiyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A'raf, 7/31) İslam dini, savurganlık gibi cimriliği de hoş görmemiş, harcamalarda orta yolun izlenmesini, ölçülü olunmasını istemiştir. Bununla ilgili bir
ayette şöyle buyrulmuştur: “Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun.” (İsra,17/29)

BİLGİ KUTUSU


lidir. Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: “Akrabaya, fakire ve yolcuya hakkını ver! Elindekini de saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir... Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme (eli sıkı olma!), büsbütün de tutumsuz (müsrif) olma yoksa pişman olur açıkta kalırsın.” (İsrâ suresi, 26-29. ayetler.)
Savurganlıkla, cömertlik ve hayırseverlik birbirinden ayrı tutulmalıdır. Dinimiz de bunları birbirinden ayırmıştır. hayırseverlik; yoksullara, düşkünlere, yardıma muhtaç olanlara yardım etme alışkanlığı kazanmak demektir. para ve malı gerektiği yerde ve gerektiği ölçüde esirgemeden vermeye de cömertlik denir. İslam’da zekât, fitre, sadaka, vakıf ve hayır işleri cömertliği gerektiren gerekli ve yararlı işlerdir. Dinimizin amacı insanları kendi imkânları oranında harcama yapmaya yöneltmektir.İslam savurganlığı yasakladığı gibi cimriliği de yasaklar.İkisi arasında dengeli bir yol tutulmasını ister.Kısaca harcamalarda orta yol gözetilme-
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) de hayatı boyunca israftan kaçınmıştır. O, hem elindeki imkânların kıymetini bilmiş hem fakirlere yardım etmiştir. Aynı zamanda tutumlu olmaya da özen göstermiştir. Birçok hadisinde, bizlere de savurganlıktan kaçınmayı, sahip olduğumuz maddi ve manevi nimetlerin değerini bilmeyi öğütlemiştir. Örneğin Sevgili Peygamberimiz bununla ilgili bir hadisinde, “Beş şey gelmeden önce beş şeyin kıymetini bilin: İhtiyarlık gelmeden gençliğin, hastalık gelmeden sağlığın, fakirlik gelmeden zenginliğin, meşguliyet gelmeden boş vaktin, ölüm gelmeden hayatın.” (Suyuti, Camius Sağir, s.48) buyurmuştur.

ETKİNLİK
Savurganlığı önlemek için neler yapılmalıdır? Çözüm önerilerinizi maddeler hâlinde yazınız.

Savurganlığın zararları nelerdir?



Savurganlık, kişi ve topluma çok büyük zarar verir. Ailemizin ve milletimizin yoksul düşmesine neden olur. Savurgan kişi, elindeki imkânları devamlı saçıp savurmaya alışır. Bol harcamaya alıştığı için, geliri yetmediğinde yasa dışı yollardan kazanmaya yönelir.
Dinimizin öğüt ve uyarılarını dikkate alan bir insan gerek zamanını gerek diğer imkânlarını saçıp savurmaktan kaçınır. Zenginliğinin ve kendisine verilen nimetlerin Allah’ın bir lütfu olduğunu bilir. Onları Allah’ın hoşnut olacağı şekilde kullanır. Tüketim ve harcamalarında yalnızca kendi mutluluğunu değil, başkalarının mutluluğunu da dikkate alarak yaşamaya çalışır.

BİLGİ KUTUSU


OKUMA PARÇASI
MEVLANA, ABDAL MUSA VE KAYGUSUZ ABDAL’DAN SÖZLER
Mevlana Celaleddin-i Rûmî’nin Dilinden:
Sevgide güneş gibi ol.
Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol.
Hataları örtmede gece gibi ol.
Tevazuda toprak gibi ol.
Öfkede ölü gibi ol.
Her ne olursan ol.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
Sevgiden, bulanık sular, arı-duru bir hâle gelir.
Sevgiden, dertler şifa bulur.
Abdal Musa’nın Dilinden:
Bir kimsenin musîbetine (başına gelen felâkete) gülme.
Müstakîm (dosdoğru) ol. Musîbete sabreyle.
Evvel fikredip (düşünüp), sonra söyle.
İbadetine ve malına güvenme.
Halim (yumuşak huylu) ve selim ol.
Her bulduğuna şükret.
Elden geldiğince, yalnız yemek yeme.
Ahde vefa et (Verdiğin sözde dur).
Vaktini zayi etme (boşa geçirme).
Resulullah ve Ali evladına cân-ı gönülden muhib ol (onları seven ol) ve muhabbet eyle, daima salavât eyle (Hz. Peygamber ve ehl-i beytine salavât getir).
Kaygusuz Abdal’ın Dilinden:
Giydiğin insanlık elbisesini ganimet bil.
Eğer Hakk’ı istiyorsan, git Muhammed’in ahlakıyla ahlaklan.
Hakk’ı tanı. Nimete minnet et.
Tuzun ve ekmeğin hakkını unutma.
İbret gözünü açık tut ve hikmetli konuş.
Su gibi berrak, toprak gibi sabırlı, ateş gibi nurlu, rüzgâr gibi hareketli ol.
Hakk’ı gözeten ol.
Gururlu ve kibirli olma. Çünkü kibir şeytanın işidir.
Komşuna ve arkadaşına karşı dürüst ol. Çünkü Hak Teala dürüstlüğü sever.
Edepsiz olma. Edepli ol.
Kendi ilminden söz etme.
İnsanlara faydalı ol.
Bildiğini yerinde söyle. Bilmediğini sor.
Herkese dürüst davran. Kendini beğenmişlerden olma.
Kimsenin kusurunu arama.
Nefsini, tamahtan (hırstan), heva ve hevesten (çirkin ve bayağı işlerden) arındır. Büyüklere hizmet et, küçüklere karşı şefkatli ol. Bencil olma.
Gaflet uykusundan uyan.
Hakikati gördüysen, mert ol ve doğruyu söyle.
Cömertlik huyuyla huylan. Yardım eden ol. Engelleyici olma.
Bütün ibadetlerin özü Hakk’ı aramaktır. Her şeyin iyisini Allah bilir.
(Kaygusuz Abdal, Dilgüşâ, haz.: Abdurrahman Güzel, Türkiye Diyanet Vakfı Yayını, Ankara, 2009.)
İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Öğretim Programı, s. 83-84.
bottom of page