top of page

HOŞGÖRÜ ve BAĞIŞLAMA

Gelin tanış olalım,

İşi kolay kılalım,

Sevelim, sevinelim,

Dünya kimseye kalmaz.                                       Yunus Emre

   Hoşgörü, farklı düşünce ve davranışları anlayışla karşılamak ve bu kimselerle birlikte yaşama erdemini göstermektir. Bağışlama ise insanların hatalarını affetmek, özür dileklerine olumlu karşılık vermek ve kusurlarının telafisine imkân tanımaktır. 

   İnsanlar çeşitli nedenlerle zaman zaman hatalı davranışlarda bulunabilir, yanlışlıklar yapabilirler. Bu hatalar bazen yalnızca insanın kendisini, bazen de başkalarını ilgilendirir. Buna bağlı olarak bazı hataların yol açtığı olumsuz durumlar sadece hata yapan kişiye, bazı yanlış davranışlar ise diğer insanlara zarar verebilir.

 

    Hata yapmak, insan için kaçınılmaz bir durumdur. Her insan zaman zaman hata yapabilir. Önemli olan hiç hata yapmamak

değil, hata yaptığı anda hatasından dönebilmektir. Hatadan dönmek insan için bir erdemdir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir hadisinde, “Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tövbe edenlerdir.” (İbni Mace, Zühd,30) buyurarak bu gerçeğe işaret etmiştir. 

   İslam, farklı görüş ve davranışların anlayışla karşılanmasını, insanların hatalarının affedilmesini öğütlemiştir. Kur’an-ı Kerim’de insanları hoşgörülü olmaya ve bağışlamaya teşvik eden ayetlerden birinde bağışlamanın önemine dikkat çekilerek şöyle buyrulmaktadır: “...Affetsinler ve hoş görsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nur suresi, 22. ayet.) ifadesiyle Allah’ın bağışlayıcı oluşuna vurgu yapılmış, bizlerden de hoşgörülü olmamız ve bağışlamamız istenmiştir.

Peygamberimizin hoşgörü anlayışı nasıldı?

belirtmiştir. 630 yılında Mekke’yi fethettiğinde, yıllarca Müslümanlara işkence yapıp eziyet eden kişileri affettiğini belirtmiştir. Bütün bunlar dinimizin hoşgörülü ve bağışlayıcı olmaya önem verdiğini göstermektedir. 

   Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hayatı boyunca sevgiyi, müsamahayı ilke edinmiştir. O, hiçbir zaman öfkeyle hareket etmemiş, insanları kıracak, üzecek davranışlardan özenle kaçınmıştır. Hataları bağışlamış, kimsenin eksiğini, kusurunu yüzüne vurmamıştır. İnsanları topluluk içerisinde küçük düşürecek davranışlarda bulunmayı uygun görmemiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) âlemlere rahmet (Enbiya,21/107) olarak gönderilmiştir. İnsanlara karşı her zaman şefkat ve merhametle yaklaşmıştır. O, bir hadisinde, “İnsanlara merhamet etmeyene, Allah da merhamet etmez.” (Tirmizi, Birr, 16) buyurarak bizlere de merhametli ve bağışlayıcı olmayı öğütlemiştir. Peygamberimiz bu konuyla ilgili başka bir hadisinde ise “Müslüman, başkaları ile hoş geçinen ve kendisi ile hoş geçinilen kimsedir. Geçimsiz kimsede hayır yoktur.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 2, s.400) buyurmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.) insanlarla ilişkilerinde hiçbir zaman kin ve nefretle hareket etmemiştir. Hata yapan insanları en güzel şekilde uyarmıştır. Bağışlayıcı olmayı ilke edinmiştir. Medine’ye hicret ettiğinde burada yaşayan Yahudi ve Hristiyan kabilelerle barış antlaşması yapmıştır. Herkesin inanç ve ibadetlerinde özgür olduğunu

BİLGİ KUTUSU

Bir Müslümanın sahip olması gereken hoşgörü anlayışı nasıl olmalıdır?

   Allah’a inanan her insanın, kişiliğinde ağırbaşlılık ve yumuşak huyluluğu bütünleştirmesi, kin ve düşmanlık duygularının pişmanlık ve üzüntüden başka bir sonuç getirmeyeceğini bilmesi gerekir. Müslümanın güler yüzlü, hoşgörülü olması, kalbini sevgi, saygı ve merhamet duyguları ile doldurması, peygamberimiz gibi bağışlayıcı ve hoşgörülü olması gerekir. 
 

ETKİNLİK

Aşağıdaki örneği de dikkate alarak hoşgörü ve bağışlamayla ilgili sloganlar belirleyiniz.


Hoşgörü gösteren hoşgörü bulur.


............................................................................................................................


............................................................................................................................


............................................................................................................................


............................................................................................................................

  Kaynağını Kur’an ve Hz. peygamberin uygulamalarından alan Mevlana, bir beytinde hoşgörüsünü en güzel şekilde şöyle ifade etmiştir:

Gel yine gel, her ne olursan ol yine gel

Eğer kâfir, Mecusi, Putperest isen yine gel.

Bizim dergâhımız ümitsizlik dergâhı değildir.

Yüz defa tövbeni bozmuş olsan yine gel.                                                                          (Mevlana )                                                                          

bottom of page